Bloglar, sosyal medya dediğimiz platformun parçalarından biri. Sosyal medya - blog ikilisini isterseniz merdivende bir basamak isterseniz binanın temelinde bir direk olarak olarak görebilirsiniz ama blogların sosyal medyanın yapıtaşlarından biri olduğu inkar edilemez. Sosyal medyanın gittiği en son nokta ise şu anda Facebook, Twitter, Tumblr, Instagram, Pinterest gibi siteler. Bu sitelerdeki paylaşımlarda oldukça sade ve kısa. Facebook'ta karakter sınırı yok ama iletiler gene oldukça kısalar, Tumblr'da gene çok kısa yazılar ve resimler, Twitter malumunuz 140 karakter, Pinterest ve Instagram'da bir bakışlık resimler...
İnternet hızla büyüyor, büyüdükçe içerik çoğalıyor. İyi içerik fazla, kötü içerik çok çok fazla var ve artıyor. Bu kadar fazla içeriğin içinde, hızlı tüketilerek akılda kalanlar tercih ediliyor. İçeriğiniz anlamlıysa ve iyiyse paylaşılıyor ve daha çok okunuyor. İnsanlar uzun içeriği okumuyor. Artık kısa yazılar okunuyor, kısa videolar izleniyor.
İşte bu noktada düşünmek gerekiyor. Yazdığımız yazıları uzun uzun, genişçe açıklayarak mı yoksa kısaca en anlamlı noktalarını seçerek mi yazılmalıyız? Bazı yazıların, özelliklede hedef kitlesi olup da ihtiyaca yönelik yazılar uzun olması doğru olabilir ama sanırım artık daha kısa, anlamlı ama kaliteli yazılar yazmak gerekiyor. Benim en kısa yazılarımda böyle 3-4 paragraf maalesef :)